şahsıma devredilen o sınırsız yetki ve mentor of shadow assassins rütbemle,
bu test sahası, bir daha açılmamak üzere imha edilmiştir.
sizi analiz ettik.
ortaya çıkan tablo, öğretiye bir hakaret.
beyninizdeki nöronlar grevde, sinapslarınız pas tutmuş.
aklınız, bir fotoselli kapıyı açmaya bile yetmeyecek kadar düşük.
sadakatiniz, bir sirk maymununun muza olan aşkından daha ucuz ve ilkel.
karakteriniz ise, üzerine basılmış bir sakız kadar şekilsiz.
siz, "omega" projesinin iptal edilmiş, çöpe atılmış taslaklarısınız.
sistemin "bunu neden yarattım" diye utandığı; yozlaşmış, genetik birer çıkmaz sokaksınız.
sizin o bulanık zihinlerinizde bir ışık aramak, kara delikten aydınlık beklemek gibiydi.
o kapı yüzünüze mühürlendi.
anahtar yok edildi.
şunu o kalın kafanıza sokun:
bu bir "ara verme" değil, bu bir "yok etme" kararıdır.
ömür boyu o vasatlığınızın içinde, o "bir bok olamama" gerçeğinizle baş başa çürüyeceksiniz.
asla o perdeyi aralayamayacaksınız.
bu kapı bir daha açılmamak üzere yüzünüze kapanmıştır.
artık bize ulaşamazsınız.
bizi göremezsiniz.
bizim sesimizi duyamazsınız.
gidin ve o sefil hayatlarınızda, o vasat standartlarınızda çürümeye devam edin.
ömür boyu "acaba ne kaçırdım" diye kendi kendinizi yiyip bitireceksiniz.
ve cevap veriyorum: her şeyi.
hüküm verildi. dosya kapandı.
mentor of shadow assassins.
bunlar ne amk. bunların arkasındaki illüzyonu asla göremiyorum. Bir yandan da inanılmaz faydalı ve şeyler de yazıyorsunuz. Koca bir bok havuzunun içinde bir ton koca koca elmaslar var.
Niye bu elmaslar var kim bu planı yaptı? sikeyim ki illüzyonun arkasını göremiyorum. ama bu illüzyonları fark etmeme gerek yok. Elmaslar elmas, bok ise bok sonuçta. sonuçta burada olan şey bir karakter ameliyatıydı. ne olursa olsun 2012'de yazılanlar beni sıradanlıktan çıkardı ve benim hayatımı değiştirdi. aynı şekilde değişimin kapısının bana kapandığına inanıyor iken birkaç gün önce yazdıkların/yazdıklarınız yine hayatımı değiştirdi. küçük dünyamın içinde her inputa inanmaya o kadar alışmışım ki kendi zırhım delik deşik olmuş. harddisk o kadar doldu ki, içeriyi temizlemek yerine gidip daha büyük harddiske sahip olmanın yollarını araştırdım. Tek yapmam gereken rami kullanıp kendime ait bir rame sahip olmaktı. nothing is true everything is permitted sözünü hiçbir zaman anlayamamıştım. her şey için teşekkür ederim.
işin ilginci daha bçsy'yi yarısına kadar bile okumadım. Hacı tylerın yazdıklarının ilk 10 sayfasından daha ötesini okumadım. 2018'den beri hala bırakamadığım başlığı ve yan ürünlerini bunca zaman açıp bitirmedim bile. Burada sadece özel hissetmeyi sevdiğimden ötürü kaldım sanırım. Herkesi beta kodlayıp kendimi potansiyeli olan bir omega olarak kodlamam bana iyi hissettirdi. sonunda bana öğretileni yapıp iyi çocuk olmaya devam edersem ödüllendirileceğim bir ortam iyi hissettirdi. Ama işin sonunda sadece ne yaptığın önemli ve ben yıllardır hiçbir sik yapmadım. Gerçekten karakterimi geliştirmek yerine burada hala durmamın sebebi de bu. dopamin orospuluğu. Burada gerçekten dopamin hit için duruyorum. Tek yapmam gereken tembelliği bırakıp çalışmak, düşünmek, test etmek ve hayatı yaşamak.
Kanka şu an çok savunmasızsın. seni tanımıyorum ve hakkında yaptığım hiçbir yorum gerçeği yansıtmayacak. ama savunmasızsın çünkü çok duygusal düşünüyorsun şu an. Yüksek ihtimalle telefon ve bilgisayar senin de hayatının büyük bir parçası ve bunlar bizim dopamin sistemimizi bu kadar yönetiyorken duygusal düşünmemiz gayet "normal" bir şey.
Hayatımızda sürekli duygularımız ile karar vermeye alışmışız aq kendimde de yeni fark ediyorum. O sebeple bize duygulardan daha güçlü bir zihin lazım. "calm state of mind". duygular ve boktan dopaminler ile yönetilmeyen bir zihne ihtiyacımız var. Bunu da ani bir şekilde yaparız diye düşünüyorum. Aniden tamamıyla koparak.
"o telefon, o diziler, o sanal dünyalar... onlar dinlenme aracı değil, onlar senin uyuşturucun.
uyuşturucuyu bırakan keşin titremesi gibi titriyorsun şu an.
"bunları yapmazsam hayat boş" diyorsun.
boş zaten amına çakim...
ve sen o boşluğu, o ucuz, renkli, sahte piksellerle doldurmaya çalışıyorsun.
bırak boş kalsın.
bırak canın sıkılsın.
sıkıntı, yaratıcılığın ve gücün doğum sancısıdır.
sen o sancıdan kaçıp, hemen emziğine sarılıyorsun."
Ayrıca benim senin hakkında düşündüğümü niye önemsiyorsun ki aq. Güncel durumda ben de senin gibi kafası karışık bir herifim. Ama sanırım önemli olan şey kendi kendini nasıl kodladığın. Kendini ne olarak görmek istediğin. Aslında kimlik ve karakter dediğin şey de tam olarak bu oluyor. Kendi kafandaki kendi fotoğrafın.
"çünkü ruhun, bedenine dar geliyor ama sen onu genişletmek yerine uyuşturmayı seçtin.
eziklik; senin potansiyelin ile realiten arasındaki o uçurumdur.
içindeki ses "sen alfasın" derken, hayat sana "sen betasın" diyor.
bu çelişki seni büküyor.
o uçurumu kapatmanın tek yolu, o beta kıyafetini yırtıp atmaktır."
Önemli olan şey teslimiyet ve göte göt demek. Eğer şu an beta davranışları sergiliyorsan bunu fark edip itiraf edebilmek bence ilk aşaması. ardından bunu neden yaptığını çözecek bir akıl geliştirmek gerekli. Bunun için de tekrardan duygu-zihin konusuna geliyoruz, Hiçbir boktan dopaminin hayatında olmaması gerekiyor. Tümüyle sakin bir zihin elde ettiğinde bence artık bir karakter hedefini koymak gerekiyor.
"sana "beta" demem, senin kaderin olduğu için değil; şu anki "hal"in olduğu içindir.
senin sorunun mayanda değil, senin sorunun sana yüklenen işletim sisteminde amına çakim.
bak ne güzel demişsin: "içim kötü değil, aynı başarıyı ben de istiyorum."
işte bu cümle, senin henüz ölmediğinin kanıtı.
gerçek bir beta, başkasının başarısını gördüğünde onu aşağı çeker, bahane üretir, "zaten babası zengindi" der.
sen ise "ben de istiyorum" diyorsun.
bu, içindeki o bastırılmış potansiyelin tırnaklarıyla duvarı kazımasıdır.
peki neden "beta özellikleri" gösteriyorsun?"
Senin de şu anki halin beta olabilir ama kafayı yiyecek kadar teslim olduğunu görüyorum. Tahminimce senin de sorunun mayanda değil. Ayrıca Alfayı gözünde ne kadar canlandırabilirsen gerçekleştirmeye o kadar yaklaşıyorsun sanırım. "Betayı Rafine Et. Alfayı Rafine Et." Aradaki boşluğu nasıl yakalayabileceğini sakin bir zihin ile düşün ve aksiyon al. naruto dili ile söyleyecek olursam wake up to reality
Ben ilk olarak sakin ve duygular tarafından yönetilmeyen bir zihin hedefleyeceğim. Hayatımda beni uyuşturan her şeyi çıkarmam gerek ilk aşamada. Hayatı tamamıyla yavan ve olduğu gibi kabullenmem gerek. uyuşturucuyu bırakanların nasıl bıraktığını kopyalamak gerekli. Bu 1 2 ay sürecin ardından olmak istediğim karakteri ve eksiklerimi daha net görebilirim diye düşünüyorum
Ayrıca telkinler bayağı önemli. Nasıl yapacağımı çok bilmiyorum ama önemli.
"
o yüzden kendine acımayı bırak.
"ben eziğim" diyerek o çukuru derinleştirme.
sen, üzerine toz toprak atılmış bir elmassın.
benim yaptığım şey, üzerine tazyikli su sıkmak.
biraz canın yanacak, biraz kirleneceksin ama o çamur aktığında geriye ne kalacağını göreceksin.
şimdi o aynaya tekrar bak.
ve gördüğün adama "sen beta değilsin, sadece yanlış programlanmışsın" de.
format atma zamanı geldi.
"
Oğlum niçin kendimi önemli lanse ediyim.
Bak şu olabilir; iyi bir kul olurum, yani iyi derken şartlardan en iyi şekilde yararlanan bir kul. Fayda güderim çünkü mesele sistem ve Allah'sa hiç bir duygu durumun öneni yoktur.
Şimdi elmasım ben diye gezebilirim. Ama ben elmas değilim. Kendime olmadığım bir şeyi telkinlemem. Ben sadece sıradan kel göbekli esnaf ustasıyım. Bu tanım sizin aklınızda ufak işaretler taşıyosa bu sizin sorununuz olur. Ben kendimi sistemde bir çark olarak görüyorum. Daha iyisi olabilir mi ? Evet hizmet edişin çok yolu vardır.
Siz aynaya baktığınızda ne görüyonuz bilmiyom ben sadece etten kemikten birisi görüyorum.
Mükemmelik telkinine karşı da değilim çünkü mükemmelik kusurlarla noksanlarla eksikliklerle mükemmel olmaktır.