geleneksel soru cevap etkinlikleri vol1 


/ 3
  1. yıllardır o lağım çukuru dediğiniz forum köşelerinde, birbirinize "hayatın anlamı ne", "kız bana baktı mı" gibi zeka geriliği belirtisi olan sorular sorup duruyorsunuz.
    körler sağırlar birbirini ağırlar misali, kendi cehaletinizde boğuluyorsunuz.
    benim yokluğumda zeka seviyesi o kadar düşmüş ki, yer çekimi bile utanmış amına çakim.
    bugün, o paslanmış, kireç tutmuş nöronlarınıza biraz yüksek voltaj vermeye karar verdim.
    bunu size acıdığım için değil, o çıkardığınız "cahil cızırtısı" kafamı şişirdiği için yapıyorum.
    bir nevi gürültü kirliliğini engellemek için, kaynağı kurutmaya geldim.
    ama uyarayım...
    ben google değilim.
    bana "nasıl yapılır" sorusuyla gelmeyin.
    google size "bilgi" verir, ben ise size o bilgiyi kullanacak "taşşağı" veririm.
    tabii eğer o kapasiteniz varsa.
    sorgu odası kuralları:

    3. sayfa dramalarınızı kapıda bırakın: "sevgilim beni aldattı", "param yok", "depresyondayım"... bunlar sizin sorununuz değil, bunlar sizin sonucunuz. neden sonuç ilişkisi kuramayan amipler gibi bana sonucunuzla gelmeyin, "neden bu kadar eziğim" diye kök sebep sorun.

    teselli bekleyen siktirsin gitsin: burası rehabilitasyon merkezi değil. yaralarınızı sarmam, tuz basarım. çünkü iyileşme acıyla başlar. "bana umut ver abi" dersen, seni o umutla boğarım. gerçekler soğuktur ve ben buz dağıyım.

    zekamla dalga geçmeyin: bana sıradan, cevabı zaten içinde olan ahmakça sorular sormayın. sorduğunuz soru, sizin zeka seviyenizin aynasıdır. aynaya bakınca kusmak istemiyorsanız, klavyeye dokunmadan önce iki kere düşünün.
    şimdi...
    o titrek parmaklarınızla ne yazacağınızı çok merak ediyorum.
    bakalım evrim sürecinde bir arpa boyu yol kat edebilmiş misiniz, yoksa hala mağara duvarına resim çizen o ilkel sürünün parçası mısınız?
    hodri meydan.
    kürsü benim, utanç sizin.
    they call me alpha...
    soruları alayım, tabii soracak yüzünüz varsa. unbelievable my7...
    (cenabetbedevi ?, 24.12.2025 22:24)
  2. süre başladı, nostaljik tebessüm xdxd
    (cenabetbedevi ?, 24.12.2025 22:26)
  3. ekrandaki o yanıp sönen imleç, şu anki kalp ritminizden daha hızlı atıyor amına çakim.
    parmaklarınız dondu, nefesiniz kesildi.
    neden biliyor musun?
    çünkü hayatınızda ilk defa gerçek bir otoriteyle karşı karşıyasınız ve sisteminiz "aşırı yüklenme" uyarısı veriyor.
    aklınızdan bin tane soru geçiyor ama hepsi boğazınızda düğümleniyor.
    "bunu sorarsam beni ezer mi?", "bu çok mu basit kaçar?"...
    korkunuzu koklayabiliyorum evlat.
    beyninizdeki o fan sesleri buraya kadar geliyor, işlemciniz ısındı.
    zorlamayın.
    bazı arabalar 200'ü görünce motor yakar.
    sizinki rölantide bile titriyor.
    haykırdım.
    (cenabetbedevi ?, 24.12.2025 22:37)
  4. güldüm.
    (blacktyler7 ?, 24.12.2025 22:37)
  5. öğreti ve din ilişkisini açıklar mısın usta ?
    (asosyalimmm ?, 24.12.2025 22:38)
  6. açıklama usta, güldüm.
    (blacktyler7 ?, 24.12.2025 22:40)
  7. sevgi nedir?
    (blacktyler7 ?, 24.12.2025 22:41)
  8. neden bu kadar eziğim? paronayağım? hayalperestim ?
    (asosyalimmm ?, 24.12.2025 22:50)
  9. soru değil yazmana gerek kalmamış karşim. vay dıbınaçakim yıqıldım.
    (blacktyler7 ?, 24.12.2025 22:53)
  10. @5 bakıyorum da hazıra konmaya, "hap bilgi" alıp yatmaya o kadar alışmışsınız ki; önünüze konan hazineyi bile okumaktan acizsiniz amına çakim.
    soruya bak... "öğreti ve din ilişkisi nedir?"
    lan oğlum, o hacı tyler denen herif, o kardeşlikten atılmış olmasına rağmen davasından dönmeyen o "arıza", size bunu yüzlerce sayfa anlattı.
    adamın kardeşlikten atılma sebebi ne sanıyorsunuz?
    belki de "gerçeği" sistemin kaldıramayacağı kadar çiğ ve sert bir şekilde yüzünüze vurduğu içindir?
    belki de "admin" yetkilerini fazla zorladığı içindir?
    neyse, o sürgünün hakkını yemeyelim.
    o metinlerde size anlattığı, sizin o kireçlenmiş beyninizin almadığı denklem şudur:
    din, sistemin kaynak kodudur ,öğreti ise o koda "root" yetkisiyle erişip, sistemi kendi lehine bükme sanatıdır.
    piyasada size "din" diye satılan şey ne?
    "şunu yapma yanarsın", "bunu yap cennete gidersin", "itaat et, soru sorma".
    bu, betalar için hazırlanmış, onları hizada tutan, isyan etmelerini engelleyen bir "kölelik yazılımıdır".
    kuran'ın ya da kutsal metinlerin, o "tapınak şövalyeleri" tarafından sansürlenmiş, kırpılmış, hadım edilmiş versiyonudur bu.
    ama öğreti...
    işte o, kitabın orjinalidir.
    biz, o kitabın şifresini çözdük.
    orada "itaat et" yazmıyor evlat, orada "aklet", "sistemi çöz", "doğaya hükmet" yazıyor.
    allah, yarattığı insanın "koyun" olmasını istemez.
    kendi ruhundan üflediği parçanın, dünyayı titretmesini ister.
    hacı tyler'ın anlattığı, benim de yıllardır beyninize kazımaya çalıştığım gerçek bu; din, bir ritüeller bütünü değil; bir zihinsel hack kılavuzudur.
    namaz, meditasyon, oruç... bunlar tanrıya yaranmak için değil; senin biyolojik ve zihinsel frekansını yükseltip, matrix'teki parazitlerden arınman için dizayn edilmiş "biyolojik kodlardır".
    ama siz ne yaptınız?
    kodu unuttunuz, ritüele taptınız.
    aracı amaç yaptınız.
    gidin o adamın yazdıklarını, o "haci tyler" külliyatını bir daha okuyun.
    ama bu sefer "dinci" gözüyle değil, bir hacker gözüyle okuyun.
    göreceksiniz ki; öğreti ve din, aynı madalyonun iki yüzüdür.
    biri avam içindir, diğeri Havâss içindir.
    seçilmiş olmak istiyorsanız, o şifreyi çözeceksiniz.
    yoksa cami avlusunda güvercin yemlemeye devam edersiniz, haykırdım.
    (cenabetbedevi ?, 24.12.2025 22:54)
  11. @mimiksiz bey
    bak mimiksizim, beynini yakacak o sentezi yapıyorum.
    taocular buna "wu wei" der. yani; zorlama, akışına bırak, nehrin tersine yüzme.
    islam buna "teslimiyet" der. yani; mülk allah'ındır, sahiplenme, putlaştırma, sadece şahit ol.
    alfa öğretisi ise buna "muhtaç olmama sanatı" der.
    hepsi aynı kapıya çıkar amına çakim.
    sevgi; bir şeye sahip olmak, onu kafese kapatmak, "benimsin" diye sıkboğaz etmek değildir. bu betalıktır, bu korkudur.
    gerçek sevgi; o enerjinin içinden geçip gitmesine izin vermektir.
    taocu gibi su ol, şekil alma şekil ver.
    müslüman gibi teslim ol, kula kul olma.
    alfa gibi dik dur, gidene yol ver gelene yer aç.
    sevgi bir tutma eylemi değil, bir bırakma cesaretidir.
    beta tutunur, alfa akışta süzülür.
    sıkma o avucunu, bırak aksın xd.
    (cenabetbedevi ?, 24.12.2025 23:06)
  12. Ufak dozda sürekli var olan korkuyu nasıl yenersin. Sürekli bir korkaklık var. Yani ortada hiçbir sebep yokken bir korkaklık var. Bu bir alışkanlık mı yoksa tırsak bir karakter mi bilmiyorum ama çözüm bulamıyorum. ve bu korkaklık ufak dozlarda sürekli bir şekilde devam ediyor. Hayatımda cesarete ihtiyacım olan bir an geldiğinde bu korkaklığa odaklanarak geçici bir şekilde cesareti arttırabiliyorum. Satış yapacağım yapabiliyorum, tartışma çıkarmam lazım çıkarabiliyorum. Ama bunlar sadece geçici ve enerji yiyen çözümler oluyor.

    Gündelik hayatta sürekli devam eden korku hiçbir zaman bitmiyor. Sürekli "yanlış bir şey mi yaptım acaba", sürekli tırsaklık hissi, "Bu kişi bana şöyle dedi bir şey mi ima etti acaba, yanlış bir şey mi yaptım acaba", "Bu adam arkamdan geliyor çok mu yavaş sürüyorum bir şey diyor mu acaba çekilsem mi şeritten"

    Büyük bi korkuyu üstüne giderek çözersin de sürekli devam eden korkularda neyin üstüne gideceksin
    (hylotl ?, 24.12.2025 23:11)
  13. Bu da konuyu ilgi açlığına getiriyor sanırım. ilgi açlığını nasıl çözersin. Kaç yıldır karakterimin bir parçası şunu koparamıyorum. 2020de inciye 3 5 yazı yazdım orada bile bile sürekli bi kabul görülme çabası içindeydim, hala da öyle bir bok değişmedi
    (hylotl ?, 24.12.2025 23:13)
  14. @8 neden bu haldesin biliyor musun?
    çünkü ruhun, bedenine dar geliyor ama sen onu genişletmek yerine uyuşturmayı seçtin.
    eziklik; senin potansiyelin ile realiten arasındaki o uçurumdur.
    içindeki ses "sen alfasın" derken, hayat sana "sen betasın" diyor.
    bu çelişki seni büküyor.
    o uçurumu kapatmanın tek yolu, o beta kıyafetini yırtıp atmaktır.
    ama sen, o kıyafetin içinde "belki biri beni sever" diye bekliyorsun.
    bekleyen her zaman ezilir amına çakim.
    hareket eden kazanır.
    paranoya; senin sezgilerinin sana attığı çığlıktır.
    içindeki o vahşi hayvan, etrafındaki sahteliği kokluyor.
    "bu gülüşler sahte, bu dostluklar yalan" diyor.
    ama sen medeni bir insan taklidi yaptığın için o sesi susturmaya çalışıyorsun.
    sonuç? zihinsel bir gürültü.
    delirmiyorsun, sadece uyumsuzsun.
    bu sahte karnavala uyum sağlamaya çalışma.
    bırak seni deli sansınlar.
    kurt, koyunların arasında her zaman tedirgindir.
    bu bir hastalık değil, bu senin doğan.
    hayalperestlik; senin intihar etmemek için bulduğun son çare.
    gerçek o kadar gri ki, zihnin boya kalemlerini alıp duvarları boyuyor.
    ama boya karın doyurmaz.
    o hayaller seni sadece uyuşturur, zamanı öldürür.
    ve zamanın intikamı ağır olur evlat.
    bir gün o boyalar akacak ve o gri duvarla baş başa kalacaksın.
    o gün gelmeden eline balyozu al ve o duvarı yık.
    arkasında ne var, git ve gör.
    yanmak iyidir.
    kül olmadan yeniden doğamazsın.
    bırak alevler seni sarsın.
    bakalım geriye ne kalacak?
    belki bir hiç, belki bir efsane.
    denemeden bilemezsin, mimiksiz tebessüm xdxd
    (cenabetbedevi ?, 24.12.2025 23:14)
  15. asosyalin sorusuna cevap verirsek bunu kaynatırız araya usta, güldüm.
    (blacktyler7 ?, 24.12.2025 23:14)
  16. @hylotl
    sen korkak değilsin evlat.
    sen geçirgensin.
    senin auran delik deşik olmuş amına çakim, haykırdım.
    içerideki basınç o kadar düşük ki, dış dünyadaki en ufak bir rüzgar, en ufak bir bakış, arkandaki arabanın motor sesi bile senin o yırtık zırhından içeri sızıp ciğerlerini üşütüyor.
    o hissettiğin "sürekli korku", aslında bir alarm sesidir.
    sistemin sana bağırıyor: "kalkanlar devre dışı, enerji kaybediyoruz!"
    sen ise bu alarmı susturmak için "cesaret taklidi" yapıyorsun.
    alışveriş yaparken maske takıyorsun, tartışırken kostüm giyiyorsun.
    ama eve döndüğünde, o maskeyi çıkardığında, o hiçlik ve o titreme yine ensene yapışıyor.
    çünkü taklit, aslı yaşatmaz; sadece yorar.
    sorunun köküne, o "ilgi açlığı" dediğin bataklığa inelim.
    bu bir açlık değil, bu bir varoluş krizidir.
    sen, kendi varlığını "başkalarının gözbebeğindeki yansımada" arıyorsun.
    "beni görüyorlarsa varım, beni onaylıyorlarsa güvendeyim" diyorsun.
    trafikte arkandaki adam selektör yapınca korkuyorsun, çünkü o an adamın zihnindeki "yetersiz sürücü" imajı senin gerçeğin oluyor.
    başkalarının zihni, senin hapishanene dönüşmüş.
    2020'den beri bir bok değişmedi, çünkü sen duvarı boyuyorsun, oysa temel çürük.
    sürekli "nasıl görünürüm" diye düşünen adam, asla "olamaz".
    sen bir gözlemci kurbanısın.
    kafanın içinde, seni sürekli izleyen, yargılayan, not veren o görünmez jüriyi sen yarattın.
    çözüm ne biliyor musun?
    görünmez olmak.
    yanlış duymadın.
    o ilgi isteyen, o "ben buradayım, beni sevin, beni onaylayın" diye bağıran egonu boğacaksın.
    bir süre hiç olacaksın.
    bir gölge gibi yaşa.
    kimse sana "aferin" demesin, kimse sana "kötü" demesin.
    başkalarının yargısını, zehirli bir gaz gibi ciğerlerine çekmeyi bırak.
    nefesini tut.
    korkuyu yenmek için üzerine gitme.
    korkunun kaynağını kurut.
    kaynak; senin o "onaylanma muhtaçlığın".
    o muhtaçlığı kestiğin an, o dışarıdaki insanların ne düşündüğü, rüzgarın kayaya çarpması gibi anlamsızlaşacak.
    kaya rüzgardan korkmaz, rüzgarın ne düşündüğünü umursamaz.
    sen kayasın, ama kendini kum sanıyorsun.
    bırak dağılsın o kumlar.
    geriye kalan sert çekirdek, senin gerçek karakterindir.
    o zamana kadar titremeye devam edeceksin.
    şimdi git ve o görünmez jüriyi kafanda infaz et xd.
    (cenabetbedevi ?, 24.12.2025 23:20)
  17. bir gölge gibi yaşama güzel karşim, sen öyle bir yaşa ki gölge desinler. güldüm.
    (blacktyler7 ?, 24.12.2025 23:25)
  18. usta sevgiyle alakalı senin yorumların nedir? sentez hafif geldi, yıqıldım.

    piston yukarı (mimiksiz tebessüm)
    (blacktyler7 ?, 24.12.2025 23:29)
  19. geleneksel soru cevap etkinliklerinin sonuna geldik xd.
    size bugünlük bu kadar doz yeter qumqiler.
    fazlasını verirsem balata sıyırırsınız, sonra "usta beynim yandı, sigorta attı" diye ortalıkta gezersiniz.
    gerçi sizin beyniniz yanmaz, o kadar işlem kapasitesi yok; olsa olsa hafifçe tütsülenir, güldüm.
    burada anlattıklarımı hayatınıza uygulasanız dünyayı fethedecek adamlarsınız ama sizdeki bu "üşengeçlik" ve "beta yerçekimi" ile anca buzdolabının kapağını açıp kapatırsınız, mimiksiz.
    neyse, en azından denedik.
    suyun kaldırma kuvveti var ama sizin kaldırma kuvvetiniz yok, o yüzden dibe batmaya devam.
    hadi gidin zıbarın.
    yarın sabah o nefret ettiğiniz alarm çalacak ve tıpış tıpış sisteme hizmet etmeye gideceksiniz.
    ben de gidip kainatı falan kurtarayım, malum alfa olmak zor iş, mesai bitmiyor, güldüm.
    kapıyı çıkarken örtün cereyan yapmasın.
    goodbye npcs... xdxd
    (cenabetbedevi ?, 24.12.2025 23:30)
  20. vay dıbınaçakim... tütsülenen oldu mu? güldüm.
    (blacktyler7 ?, 24.12.2025 23:33)
/ 3 Array ( )

© 2025 - kancik

kancik bir interaktif sözlük çalışmasıdır. kancik sözlük spot tematik sözlük servisi ile üretilmiştir. sözlükler yöneticilerinin sorumluluğundadır. bir interaktif sözlük çalışmasıdır. kancik sitemize hoş geldiniz.