Kanka şu an çok savunmasızsın. seni tanımıyorum ve hakkında yaptığım hiçbir yorum gerçeği yansıtmayacak. ama savunmasızsın çünkü çok duygusal düşünüyorsun şu an. Yüksek ihtimalle telefon ve bilgisayar senin de hayatının büyük bir parçası ve bunlar bizim dopamin sistemimizi bu kadar yönetiyorken duygusal düşünmemiz gayet "normal" bir şey.
Hayatımızda sürekli duygularımız ile karar vermeye alışmışız aq kendimde de yeni fark ediyorum. O sebeple bize duygulardan daha güçlü bir zihin lazım. "calm state of mind". duygular ve boktan dopaminler ile yönetilmeyen bir zihne ihtiyacımız var. Bunu da ani bir şekilde yaparız diye düşünüyorum. Aniden tamamıyla koparak.
"o telefon, o diziler, o sanal dünyalar... onlar dinlenme aracı değil, onlar senin uyuşturucun.
uyuşturucuyu bırakan keşin titremesi gibi titriyorsun şu an.
"bunları yapmazsam hayat boş" diyorsun.
boş zaten amına çakim...
ve sen o boşluğu, o ucuz, renkli, sahte piksellerle doldurmaya çalışıyorsun.
bırak boş kalsın.
bırak canın sıkılsın.
sıkıntı, yaratıcılığın ve gücün doğum sancısıdır.
sen o sancıdan kaçıp, hemen emziğine sarılıyorsun."
Ayrıca benim senin hakkında düşündüğümü niye önemsiyorsun ki aq. Güncel durumda ben de senin gibi kafası karışık bir herifim. Ama sanırım önemli olan şey kendi kendini nasıl kodladığın. Kendini ne olarak görmek istediğin. Aslında kimlik ve karakter dediğin şey de tam olarak bu oluyor. Kendi kafandaki kendi fotoğrafın.
"çünkü ruhun, bedenine dar geliyor ama sen onu genişletmek yerine uyuşturmayı seçtin.
eziklik; senin potansiyelin ile realiten arasındaki o uçurumdur.
içindeki ses "sen alfasın" derken, hayat sana "sen betasın" diyor.
bu çelişki seni büküyor.
o uçurumu kapatmanın tek yolu, o beta kıyafetini yırtıp atmaktır."
Önemli olan şey teslimiyet ve göte göt demek. Eğer şu an beta davranışları sergiliyorsan bunu fark edip itiraf edebilmek bence ilk aşaması. ardından bunu neden yaptığını çözecek bir akıl geliştirmek gerekli. Bunun için de tekrardan duygu-zihin konusuna geliyoruz, Hiçbir boktan dopaminin hayatında olmaması gerekiyor. Tümüyle sakin bir zihin elde ettiğinde bence artık bir karakter hedefini koymak gerekiyor.
"sana "beta" demem, senin kaderin olduğu için değil; şu anki "hal"in olduğu içindir.
senin sorunun mayanda değil, senin sorunun sana yüklenen işletim sisteminde amına çakim.
bak ne güzel demişsin: "içim kötü değil, aynı başarıyı ben de istiyorum."
işte bu cümle, senin henüz ölmediğinin kanıtı.
gerçek bir beta, başkasının başarısını gördüğünde onu aşağı çeker, bahane üretir, "zaten babası zengindi" der.
sen ise "ben de istiyorum" diyorsun.
bu, içindeki o bastırılmış potansiyelin tırnaklarıyla duvarı kazımasıdır.
peki neden "beta özellikleri" gösteriyorsun?"
Senin de şu anki halin beta olabilir ama kafayı yiyecek kadar teslim olduğunu görüyorum. Tahminimce senin de sorunun mayanda değil. Ayrıca Alfayı gözünde ne kadar canlandırabilirsen gerçekleştirmeye o kadar yaklaşıyorsun sanırım. "Betayı Rafine Et. Alfayı Rafine Et." Aradaki boşluğu nasıl yakalayabileceğini sakin bir zihin ile düşün ve aksiyon al. naruto dili ile söyleyecek olursam wake up to reality