geleneksel soru cevap etkinlikleri vol1 


  1. @hylotl
    sen korkak değilsin evlat.
    sen geçirgensin.
    senin auran delik deşik olmuş amına çakim, haykırdım.
    içerideki basınç o kadar düşük ki, dış dünyadaki en ufak bir rüzgar, en ufak bir bakış, arkandaki arabanın motor sesi bile senin o yırtık zırhından içeri sızıp ciğerlerini üşütüyor.
    o hissettiğin "sürekli korku", aslında bir alarm sesidir.
    sistemin sana bağırıyor: "kalkanlar devre dışı, enerji kaybediyoruz!"
    sen ise bu alarmı susturmak için "cesaret taklidi" yapıyorsun.
    alışveriş yaparken maske takıyorsun, tartışırken kostüm giyiyorsun.
    ama eve döndüğünde, o maskeyi çıkardığında, o hiçlik ve o titreme yine ensene yapışıyor.
    çünkü taklit, aslı yaşatmaz; sadece yorar.
    sorunun köküne, o "ilgi açlığı" dediğin bataklığa inelim.
    bu bir açlık değil, bu bir varoluş krizidir.
    sen, kendi varlığını "başkalarının gözbebeğindeki yansımada" arıyorsun.
    "beni görüyorlarsa varım, beni onaylıyorlarsa güvendeyim" diyorsun.
    trafikte arkandaki adam selektör yapınca korkuyorsun, çünkü o an adamın zihnindeki "yetersiz sürücü" imajı senin gerçeğin oluyor.
    başkalarının zihni, senin hapishanene dönüşmüş.
    2020'den beri bir bok değişmedi, çünkü sen duvarı boyuyorsun, oysa temel çürük.
    sürekli "nasıl görünürüm" diye düşünen adam, asla "olamaz".
    sen bir gözlemci kurbanısın.
    kafanın içinde, seni sürekli izleyen, yargılayan, not veren o görünmez jüriyi sen yarattın.
    çözüm ne biliyor musun?
    görünmez olmak.
    yanlış duymadın.
    o ilgi isteyen, o "ben buradayım, beni sevin, beni onaylayın" diye bağıran egonu boğacaksın.
    bir süre hiç olacaksın.
    bir gölge gibi yaşa.
    kimse sana "aferin" demesin, kimse sana "kötü" demesin.
    başkalarının yargısını, zehirli bir gaz gibi ciğerlerine çekmeyi bırak.
    nefesini tut.
    korkuyu yenmek için üzerine gitme.
    korkunun kaynağını kurut.
    kaynak; senin o "onaylanma muhtaçlığın".
    o muhtaçlığı kestiğin an, o dışarıdaki insanların ne düşündüğü, rüzgarın kayaya çarpması gibi anlamsızlaşacak.
    kaya rüzgardan korkmaz, rüzgarın ne düşündüğünü umursamaz.
    sen kayasın, ama kendini kum sanıyorsun.
    bırak dağılsın o kumlar.
    geriye kalan sert çekirdek, senin gerçek karakterindir.
    o zamana kadar titremeye devam edeceksin.
    şimdi git ve o görünmez jüriyi kafanda infaz et xd.
    (cenabetbedevi ?, 24.12.2025 23:20)
Array ( )

© 2025 - kancik

kancik bir interaktif sözlük çalışmasıdır. kancik sözlük spot tematik sözlük servisi ile üretilmiştir. sözlükler yöneticilerinin sorumluluğundadır. bir interaktif sözlük çalışmasıdır. kancik sitemize hoş geldiniz.