bir lazeri düşünün... ışık dalgaları aynı fazda ve aynı yöne gidiyor. bu yüzden metali bile kesiyor.
bir de ampulü düşünün... ışığı her yere dağıtıyor, etkisi zayıf.
işte travmalı kalp ampuldür; enerjisi dağınıktır, kaotiktir.
travmalardan arınmış kalp ise lazerdir.
niyet ettiğin anda, o manyetik alan hedefe kilitlenir ve oldurur.
"çekim yasası" neden sizde çalışmıyor sanıyorsunuz?
çünkü siz "istiyorum" derken, bilinçaltınızdaki o travma "ben hak etmiyorum" diye bağırıyor.
sinyaller çakışıyor ve evren size "error" veriyor.
gerçek özgürlük, niyetin ve bilinçaltının aynı hizaya gelmesidir.
blokajsız, tertemiz bir rezonans...
bu seviyeye geldiğinizde, çabalamanıza gerek kalmaz.
siz sadece "ol" dersiniz ve sistem onu oldurmak için, sizin manyetik alanınıza uyumlanmak için bükülür.
büyücü müsünüz? hayır.
sadece kalbini temizlemiş birer ustasınız.
kirli camdan dışarıyı göremezsiniz, dışarıdaki de sizi göremez.
çıraklığın ilk adımı, omegaya yaklaşmaktan geçer, güldüm.