herkes hayatını çok ciddiye alıyor...
sanki o topladığınız puanlar, o biriktirdiğiniz paralar oyun bitince bir işe yarayacakmış gibi.
size bir sır vereyim mi?
credits aktığında, ekran kararacak ve kimse skorunuza bakmayacak.
bu yüzden diyorum ki; oynayın lan bu oyunu.
kuralları yıkın, haritayı zorlayın, yasaklı bölgelere girin.
"aman tadımız kaçmasın", "aman başımıza iş gelmesin"...
zaten başınıza gelebilecek en kötü şey geldi: doğdunuz ve öleceksiniz.
aradaki o kısa süreyi, korkarak, sinerek, başkalarının senaryosunu oynayarak mı geçireceksin?
yoksa kendi filminin yönetmeni mi olacaksın?
kötü adam ol, anti-kahraman ol, ne bok olursan ol ama "figüran" olma.
kalabalığın içinde kaybolma.
ben sahnemi aldım, repliğimi söyledim ve sistemi hackledim.
şimdi kulisteyim, sizin o sahnede çırpınışınızı izliyorum.
korkmayın...
düşmekten, yanılmaktan, rezil olmaktan korkmayın.
efsaneler, düşmekten korkmayanların arasından çıkar.
dizlerinizin üzerindeki tozları silkeleyin.
ve son bir kez...
her şeye inat, o sikik kadere gülümseyin.
çünkü en büyük intikam, senin mutsuz olmanı bekleyen beleşçi sinsi betalara karşı kahkaha atmaktır.