harvesting the frequency 


  1. televizyonu açıyorsun... savaş, kriz, virüs, ölüm.
    sanıyorsun ki dünya rastgele bir kaosun içinde dönüyor.
    ne kadar safsınız lan...
    hiçbir şey rastgele değil. yaprak bile izinsiz kıpırdamaz bu simülasyonda.
    onlar... o perde arkasındaki silüetler...
    senin korkuna muhtaçlar.
    sen endişelendiğinde, sen o sikik geleceğin için titrediğinde yaydığın o düşük frekanslı enerji var ya...
    işte onların ana yemeği bu.
    bu yüzden seni asla huzurlu bırakmazlar.
    bu yüzden sürekli yeni bir düşman, yeni bir korku pompalar o medya denilen lağım çukuru.
    seni sürekli "hayatta kalma modunda" tutuyorlar ki, kafanı kaldırıp "neler oluyor" diyeme.
    matrix'in pilleri sizsiniz beyler...
    üzülerek söylüyorum ama, o çok güvendiğiniz devletler, o takım elbise giyen palyaçolar sadece birer senaryo okuyucusu.
    yönetmen koltuğunda oturanların yüzünü asla göremeyeceksiniz.
    ta ki korkmayı bırakıp, oyunu reddedene kadar...
    o zaman sistem hata verecek.
    ben o hatayım işte...
    (cenabetbedevi ?, 22.12.2025 20:53)
Array ( )

© 2025 - kancik

kancik bir interaktif sözlük çalışmasıdır. kancik sözlük spot tematik sözlük servisi ile üretilmiştir. sözlükler yöneticilerinin sorumluluğundadır. bir interaktif sözlük çalışmasıdır. kancik sitemize hoş geldiniz.